Başka bir tatil güncesi ile tam bir sene sonra yine burdayım.
Bu sefer istimaketimiz Fethiye. Uzun zamandır görmek istediğim ve insanlardan dinlediğim kelebekler vadisi, saklıkenti kendi gözlerimle görme ve yamaç paraşütü yapabilme şansım olacak sonunda...
Yolculuk erken başladı, hazırlıkları daha da erken. Evimizin yeni sahiplerinden Badem’i (yaklaşık 1 aydır bizimle kendisi) geçici olarak anneme bırakarak unutulmaması gerekenlerinden ilkini yapmış olduk.
Sabiha Gökçen havaalanından 06:30 uçağıyla Dalaman’a gidebilmek için kredi kartlarının havaalanı transfer servisini kullandık ki bu da bizim için bir ilk oldu. Kesinlikle tavsiye ederim. Kaydınızı yaptırdıktan sonra uçuştan bir gün önce saat kaçta adresinizden alınacağınızla ilgili bir mesaj alıyorsunuz cep telefonunuza. Sabah o saatte de araç gelip sizi kapınızın önünden alıyor, güzergah da alacağı başka bir yolcu varsa onu veya onları da alıyor ve havaalanına ulaştırıyor. Almış olduğunuz hizmeti taksi fiyatlarıyla kıyaslarsanız oldukça makul olduğunu göreceksinizdir. Bir tek çalıştığım banka vasıtasıyla onlara ulaşmakta zorluk çektiğim için direk telefon numaralarından ulaştım. Telefon numarası 444 08 06 (Secure Drive); gerek olursa diye...
06:30’da kalkan Marmaris Dalaman uçağı, 07:30’da yere iniyor, sonrasında da havayolu şirketinin Fethiye transfer arabasıyla yola koyuluyoruz.
Google Map’s e göre 51,5 kilometrelik yolculuğumuzun 1 saat 7 dakika sürmesi gerekiyor.
Google Maps çok yanılmadı ama söylediği saatten daha erken Fethiye otogara ulaşmıştık.
Otogarda tur tarafından karşılandık ve otelimize doğru yola koyulduk.
Küçük sevimli butik bir otel olan Beşik Otel Fethiye Çalış’da yer alıyor. Küçük sevimli odalar, çok kalabalık olmayan ama her isteğinizi bir an evvel yerine getirmeye çalışan güleryüzlü ve samimi kadrosuyla güzel bir otel. Tabii ki 5 yıldızlı bir tatil köyünün sağladıklarını beklememek gerekir ama yine de tatilcinin temel ihtiyaçlarını karşılayan bir otel. Yine de odalarda küçük bir buzdolabı olmasını ve kablosuz interneti olmasını isterdim...
Otelin diğer güzel yanı ise arka kısmında yer alan küçük havuzu. Turlardan döndükten sonra veya serbest günlerde otele döndükten sonra havuzda geçirilen yarım saat insanın bütün yorgunluğunu alıyor ve günün bütün sıcağını arkada bırabiliyorsunuz.
Turumuzun bu ilk günü serbest bir gündü, yani otele yerleşmek ve yakındaki Çalış plajında geçirilebilecek bir gün.
Çok tesadüfi bir şekilde kuzenlerim de Fethiye’de tatil yapıyorlardı ve tatillerinin son günüydü. Biz de serbest günümüzde onların yanına gittik. Çalış’dan Fethiye’ye, oradan Ölüdeniz’e, oradan da Likya World’e ulaştık ve kuzenlerimizle güzel bir gün geçirdik.
Likya World Ölüdeniz koyunda yapılmış, vadinin arasından deniz kenarına inşaa edilmiş, özellikle yabancıların ağırlıklı olduğu güzel tarzdaki mimarisiyle sıcak bir atmosfer yaratan bir tatil köyü. Deniz turlarında da bol bol önünden geçiliyor.
Özellikle su kaydıraklarında çok eğlendik.
(Derya ve Deniz - kuzenimle ortanca yeğenim)
Kuzenlerimizle geçirdiğimiz bu eğlenceli günün ardından minibüsle önce Ölüdeniz sonra Fethiye sonra da Çalış'a, otelimize geri döndük. Otelin havuzunda yorgunluğumuzu attık. Bu güzel gün için Kuzenlerimize tekrar teşekkür ederiz...
Akşam yemeğinin ardından Çalış’da yürüyüş, ufak alışverişler ve Hande’nin geçici kedi dövmesiyle otelimize geri döndük.
Yarın macera dolu başka bir gün...
Fethiye Güncesi - 2. Gün (Saklıkent)