Çengelköy’lüyüm (doğdum, büyüdüm). Şu anda Kadıköy’de
otursam da uzun süre Çengelköy’de yaşadım ve bir ayağım her zaman orada olacak.
Çengelköy’de doğup, büyümenin getirdiklerinden birisi de
“Boğaziçi” tutkusu ve denizle iç içe büyümüş olmak. Deniz ve denizle ilgili olan
herşeye merakım da buradan geliyor. İnsanın; hayatın hengamesi içerisinde
kaybolduğu anda Boğaz’ın iyot kokusunu derin derin içine çekmesi, dalga
seslerini duyması
ve ışıklandırılmış Boğaziçi Köprüsü seyretmesi o
hengameye bir es vermesine yardımcı oluyor.
Çocukluğumdan beri
bilgisayar ve teknoloji merakım olmuştur. İlk bigisayarım bir Commodore 64’dü.
Çoğunlukla oyun oynamak, çok az da olsa Basic’le “Telefon Defteri” düzeyinde
program yazma denemeleriyle geçerdi bilgisayar başındaki zamanım. Ortaokul, Lise
ve Üniversitede bilgisayar ile para da kazandım.
O zamanlardan beri yazılım hep ilgimi çekiyordu ama mesleğim bu çerçevede gelişmedi. Daha sonralarda yazılımla tekrar yolum kesişti, Yazılım Uzmanı oldum ancak yine kendi mesleğimle ilgili bir alanda çalışıyorum.
Oyun oynama alışkanlığım ise hiç kaybolmadı, teknolojinin gelişimine bağlı olarak zaman içinde oyun araçları değişti; Amiga, PC, PlayStation 2, PlayStation 3... Özellikle yurtdışında çalıştığım zamanlarda kafamı işten biraz dağıtmak adına PlayStation çok önemli bir rol oynadı (çalıştığınız yer ile yaşadığınız yer aynı olunca 7/24 işin içinden çıkamıyorsunuz).
İyi bir müzik dinleyicisiyim. Ama müzikle olan ilgim ortaokul zamanında aldığım davul derslerinden öteye gidemedi.
Spor da ise biraz daha aktif olma şansım oldu. Ortaokul ve Lisede lisanslı eskrim yaptım. O dönemde bir de futbol takımımız vardı, yırtılmış bacak kasıyla top oynamaya devam edecek bir umarsızlıkla halı sahada top oynardık. Üniversitede de Aikido yaptım ama iş hayatına girip yurtdışına gitmemle Aikido maceram da 5. Kyu’da sona erdi. Yine üniversitedeyken deniz tutkumla başlayan dalgıçlık girişimimi tamamlama şansım olmadı. Dalış ve yelkencilik geçici olarak rafa kaldırdığım ama hep aklımda olan ve zamanı geldiğinde hayata geçireceğim planlarım arasında...
Hayatım boyunca biraz kaderci şekilde rüzgarın estiği yönde gelişti hayatım. “Büyük bir plansızlık içinde küçük planlar” ile yaşadım genellikle. Yine de güzel şeyler sığdırdım şimdiye kadar ki hayatıma... Daha da güzellerini bekliyorum hayatımın ikinci yarısında, Cahit Sıtkı’nın dediği gibi eğer yolun yarısındaysam şu an...
Mart 2014