BENİM DE SÖYLEYECEK BİRŞEYLERİM VAR...

ANASAYFA

PROFİL

CV

FOTOĞRAFLARIM

VİDEOLARIM

YAZDIKLARIM

ÇİZDİKLERİM

İLETİŞİM


Resim Yüklenemedi...



Fethiye Güncesi - 7. Gün (Kayaköy ve Paragliding)

Bugünkü turumuz da Kayaköy’e. Bu turu bağımsız bir tur şirketi değil ama otelimizin işletmecilerinden Ayhan Bey’in rehberliğinde gerçekleştiriyoruz. Önceki günlere kıyasla biraz daha fazla uyuma şansımız olan bugün saat 11:00’de otelimizden ayrıldık ve Kayaköy’ün yolunu tuttuk.

Kayaköy bir antik Likya şehri olan Karymlassos’un bulunduğu yere kurulmuştur. Evler arasında tarihi milattan önce 4. yüzyıla kadar uzanan mezarlar bulunmaktadır. Kurtuluş savaşı sonrasında 30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında Lozan’da yapılan “Türk-Yunan değişimine ilişkin” anlaşma sonrasında Kayaköy boşaltılmıştır. Mübadeleye kadar Türkler ve Rumlar şehirde birlikte yaşamaya devam etmişlerdir.

1900’lü yıllarda nüfüsu yaklaşık 2000 kişi olan Kayaköy, Levissi adıyla anılmıştır. Nüfüsun çoğunu Hristiyan Yunanlılar oluşturmuştur. Mübadele sonrasında geriye boşaltılmış 500 ev, 2 büyük kilise, 3-4 küçük klise, 14 şapel, 2 okul, 2 çeşme ve 2 yel değirmeni kalmıştır. Yunanistan’dan gönderilen sadece birkaç Türk aile bugün ismi Kaya olarak bilinen yere yerleşmişlerdir.

Şu anda ise sadece iki evde yaşanmaktadır. Mübadelede buraya yerleştirilen Türk ailelerinin torunları dedelerinden kalan evlerin tapularını göstermişler ve bu evler onlara verilmiştir.

Şehir yükseklerden dağın eteklerine kadar uzanmaktadır.

İlk başta kliseyi gezerek Kayaköy’ü dolaşmaya başladık.

Büyük kliselerden biri olan bu klise oldukça iyi bir şekilde muhafaza edilmiş ve restorasyon çalışmaları günümüzde de devam etmektedir.

Klisenin içerisindeki gravürler ve duvar resimleri büyük miktarda korunmuş.

Eskiden klisenin tamamında dolaşılabiliyormuş ancak şu anda yer mozaiklerinin restorasyonu yapıldığı için gezilebilecek yerleri sınırlandırmışlar.

Mozaikler 1888 yılında restore edilmiş. Mevcut mozaiklerin üzerine ikinci kat mozaik döşenmiş ve şu anki halini almış.

Klise girişinde iki ayrı kat mozaik belirgin şekilde görülebilmektedir.

Klisenin dışarısında bir mezarlık görülmektedir. O zaman ki inançlar doğrultusunda kemikler bir yerde toplanmaktaymış. Ağacın arkasındaki demirli pencereden bakıldığında içerideki kemikler hala görülmektedir.

Klisenin ön tarafında ise çan kulesi bulunmaktadır.

Klisenin yanındaki yoldan taş merdivenlerle Kayaköy’ün evlerine ulaşılmakta, merdivenler takip edildiğinde ise en yukarıda ki gözetleme kulesine varılmaktadır.

Biz de düştük yollara ve başladık merdivenleri tırmanmaya.

Evlerin yanlarından geçerken insan evlerin içindeki yaşanmışlıkları merak ediyor.

Kayaköy’ün yukarıdan görünüşü:

Sonunda yukarıda ki gözetleme kulesine ulaştık. Yaklaşık yarım saatimizi  aldı en tepeye ulaşmamız.

Gözetleme kulesinin arkasında vadinin arasından uzanan deniz görünmekte, ön kısmından ise Kayaköy’ün tamamı gözükmekte. Şehire denizden yapılacak olası bir saldırıda nöbetçiler halkı uyarıyorlarmış ve şehir saldırıya karşı hazırlanıyormuş. Denizden gelenlerin şehire ulaşmaları en az 1 gün aldığı için şehirdekilere saldıraya hazırlanmak için yeterli zaman kalıyormuş.

Yukarıda ki manzarayı gördükten sonra aşağıya iniyoruz ve oradaki cafe de öğle yemeğimizi yiyoruz.

Geceleri canlı müzik dinleyebileceğiniz ve çok huzurlu gözüken bu cafe leri ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Kayaköy’deki gezimizden sonra rehberimiz bizi Ölüdeniz’e bıraktı ve akşam üstü 17:30’da buluşmak üzere yüzmek ve güneşlenmek için bize serbest zaman verildi.

Önce bir soğuk limonata ve buzlu kahve içmeye karar verdik ve yol üstünde beğendiğimiz bir cafe’ye daldık. Oyster adında çok güzel dekore edilmiş bir otelin cafesinde oturduk. Arka kısmında havuzuda olan çok sevimli  bir hotel. İstenildiği zaman dışarıdan da gelinip cafesinden veya restoranından yararlanılabiliyor.

Soğuk kahvemizi içtikten sonra deniz kenarına indik ve biraz deniz biraz güneş Ölüdeniz’in tadını çıkarttık.

Saat 17:00’ye yakaştığı zaman yavaş yavaş çantalarımızı toparladık, duşumuzu alıp buluşma noktasına doğru ilerlemeye başladık. İçerisinde biraz adrenalin olan bir aktivite arayışı içerisinde sağa sola bakınırken ATV Safari turu yapmaya karar verdik. Turumuzun son günü sabahına Quad safari için kaydımızı yaptırdığımız esnada SkySports’dan bir telefon geldi ve 10 dakika içerisinde paragliding yapmak için yola çıkılacağını söylediler. İki gün önce her ihtimale karşı ismimi yazdırmıştım, paragliding için bütün ümitlerimi kaybetmişken son anda beni çağırdılar. Hiçbir hazırlığım olmamasına rağmen “hemen gel buradan gerekli şeyleri ayarlarız” dediler. Hemen SkySports’a doğru yola koyulduk, orada bana bir spor ayakkabı ayarladılar ve Babadağ’ın tepesine doğru yola koyulduk. Yaklaşık yarım saat süren yolculuktan sonra atlama noktasına ulaştık.

Yukarıda inanılmaz bir manzara var. Farklı şirketlerden bütün paraşütçüler aşağı yukarı aynı zamanlarda atlıyorlar. Bir taraftan insanların hazırlanışlarını seyrederken bir taraftan da bizim atlayışımızla ilgili direktifleri Barış hocadan almaya başladım.

Paraşüte hava dolduktan sonra paraşüt hocası ile onun önünde oturan kişi koşarak paraşütle yükseliyorlar.

Atlayış yapılan 1700 metre yükseklikteki noktada bir de Zirve Cafe adında küçük bir işletme var. Adı üstünde Zirve Cafe.

O sırada önümüzde atlayış yapan bir paraşütçünün kalkışını fotoğraflama şansım oldu.

 

Ve sonunda YES I DIDDDD ITTTTTTTTTTTT..................

Bu manzara tarif edilemez. Ölüdeniz ve Fethiye ayaklarımızın altında. Masmavi deniz göz alabildiğine uzanıyor.

Atladıktan sonra dağın etrafında biraz döndük ve Barış hoca termiklerden yararlanarak atladığımız irtifanın daha da yukarısına çıktı.

Daha sonrasında gökyüzünde süzülmeye başladık. Bundan sonrasını ne kadar anlatsam da fotoğraflar ve videolardan daha güzel açıklayamam...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 


 


 

 

 

 

 

 

 

Fethiye Güncesi - 8. Gün (ATV Safari ve Dönüş)

Yorumlar: